Skolyoz omurgaya arkadan bakıldığında normalde düz bir hatta yerleşmesi gereken omurganın sağa veya sola doğru 10 derece üzerindeki eğriliği olarak tanımlanır. Skolyoz sadece tek boyutlu bir açısal deformasyon olmayıp vücudu önden ve yandan yani üç boyutta etkileyen bir kemiksel ve yapısal bozulmadır.
Skolyoz yaşamın her döneminde görülebilen bir rahatsızlıktır. Skolyozda genetik geçiş sorumlu tutmaktadır.Skolyoz açısı yüksek ise vücudun görsel etkilenimi çok bozulur. Bu kozmetik bozukluk, ergenlik döneminin başındaki bu genç yaş çocukları sağlık sorunu olmasının dışında görsel olarak da çok etkiler ve kendi bedenlerine olan güveni bozar, psikolojik sorunlara da yol açar. Kozmetik bozukluk dışında, skolyozun eğrilik açısı arttıkça, başta sırt ve bel ağrısı olmak üzere, akciğerlerin ve kalbin göğüs kafesinde sıkışması nedeniyle, nefes darlığı, şişkinlik, çabuk yorulma gibi şikayetler ortaya çıkmaktadır.Omurganın dinamiği bozulursa ağrıya neden olabilir. Sonuç olarak yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Skolyoz Tipleri Nelerdir?
İdiopatik skolyoz (Nedeni bilinmeyen skolyoz)
En sık görülen skolyoz türü; sebebi tam olarak aydınlatılamayan ‘adölesan idiopatik’ skolyozdur. Omurgada yana doğru eğilme ‘S’ veya ‘C’ şekilli olabilir. Yana doğru eğilme dışında omurların kendi etraflarında dönmesi de en hafif formlar dahil olmak üzere tüm idiopatik skolyozlarda görülür. Omurlardaki bu dönme sırtta veya belde asimetrik çıkıntılar oluşmasına sebep olur.Etyolojisinde genetik ve çevresel faktörler üzerinde durulmaktadır.Ergenlik döneminde kız çocuklarında 8-10 kat daha sık görülür.
Nöromusküler Skolyoz
İkinci en sık görülen skolyoz tipi nöromuskuler skolyozdur. Nöromusküler skolyozun temel nedeni allta yatan kas ve sinir hastalığına bağlı olamasıdır.Sinir hastalıkları beyin ve omurilikten kaynaklanabilir; kas hastalıkları ise çocukluk ve daha ileriki dönemlerde görülebilir. Serebral palsi (cp), polio (çocuk felci), meningomiyelosel, muskuler distrofi, tethered kord sendromunda görülebilir.
Nöromusküler skolyozda, idiyopatik skolyozun aksine solunum sıkıntısı ve duyu kusurlarına daha çok rastlanabilmektedir.
Konjenital (Doğuştan ) Skolyoz
Üçüncü sıklıkla ise konjenital skolyoz görülür. Anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı bir skolyoz türüdür. Konjenital skolyoz ilk yıllarda hızlı bir ilerleme gösterir. Bu sebeple erken dönemlerde ortaya çıkan konjenital skolyozun tedavi süreci küçük yaşlarda cerrahi müdahaleyi gerektirebilir.Cinsiyet ayrımı yoktur. Konjenital skolyozun neden oluştuğu tam olarak açıklanamamaktadır. Embriyo ve fetusun gelişim aşamasında oluşan bir takım olaylardan dolayı bazı durumlar konjenital omurga deformiteleriyle birlikte daha sık görülebilirler.
Erişkinlerde Skolyoz
Erişkin idiyopatik skolyoz
Kişide çocukluk yaşlarında ağrısız olarak başlayan; ancak belirtilerini (Ağrı, duruş bozukluğu vb.) ilerleyen yaşlarda gösterebilen bir rahatsızlıktır.Erişkin idiyopatik skolyozda faset eklemlerde dejenerasyon nedeniyle şiddetli ağrı olabilir. Göğüs kafesinde oluşabilecek aşırı deformasyon nedeniyle solunum fonksiyonları etkilenebilir ve hastalarda çabuk yorulma ve solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir.
Erişkin dejeneratif skolyoz
Erişkin dejeneratif skolyoz ise yaşlanma ile birlikte omurgada yıpranma sonucu oluşan skolyoz türüne denir. Genellikle 50 yaş üstü kişilerde ortaya çıkar. Yine bu yaşlarda ortaya çıkan osteoporoz, erişkin dejeneratif skolyozun nedenlerinden biri olabileceği gibi eğriliğin artmasına da neden olabilir.Yıpranma ile ortaya çıkan dejeneratif skolyoz omurganın boyun, sırt ve bel bölgelerinin herhangi birisinde görülebilir; ancak en çok görüldüğü bölge bel bölgesidir.
İleri derecede erişkin dejeneratif skolyozlu kişilerde omurganın sağlamlığı ve dengesi bozulabilir. Bu bozukluk ön ve arka planda omurgayla, gövdenin yana doğru yatmasına ve bel bölgesi anatomik açısının azalmasıyla gövdenin öne doğru yatmasına neden olabilir. Bu dengesizlikler eğriliğin şiddetinin artmasına neden olabildiği gibi hastanın hareket kabiliyetlerini de etkileyerek, ağrıya neden olabilir.
Erişkin dejeneratif skolyozlu hastalarda sırt ağrısı, bel ağrısı ve sinir sıkışmasına bağlı sinirin dağılım alanı boyunca ağrı (radikülopati) ve sinirin beslediği kaslarda güç kaybı gözlenebilir.Omurga yapısında ortaya çıkabilecek bu deformitelerde omurga kemiğinin öne kaymasına spondiloliztezis neden olabilir.Genellikle cerrahi olmayan tedavi yöntemleri tercih edilir. Fizyoterapi programları, stabilizasyon, kuvvetlendirme ve germe egzersizleri kas spazmını çözüp ağrıyı azaltabilir. Erişkinlerde romatizmal hastalığı tanısı olanlarda, osteoporoz (kemik erimesi) durumunda ve travma ve enfeksiyonlar sonrasında da skolyoz gelişebilir.
Skolyozun Belirtileri Nelerdir?
Skolyoz, erken dönemde hiçbir sağlık problemi oluşturmaz, çok nadir olarak sırt ağrısı görülebilir. Bu nedenle, dikkatli olunmadığı takdirde ailelerin fark etmesi zor olabilir. Skolyozun belirtileri, omuzlardan birinin diğerine göre yüksek olması, kalçanın sağa/sola doğru kayması veya bir tarafta kalçanın yüksek durması ve kürek kemiklerinin duruşunda eşitsizlik gibi görsel özelliklerdir. Ailelerin düzenli olarak yapmaları gereken ve en sağlıklı yöntem, çocuğun sırtı çıplak olarak öne doğru eğilmesi ve omurgasının düz bir hat üzerinde olup olmadığının gözle incelenmesidir. Bu şekilde bir kontrol sonunda, eğer skolyoz varsa sırtın sağında veya yolunda veya bel bölgesinde çıkıntılı bir yükseklik göze çarpar.Skolyoza bazen ciltte renk değişiklikleri eşlik edebilir.
Ailelerin bilmesi gereken başka bir durum ise skolyozun 10-16 yaşta görülebileceği ve ne zaman ortaya çıkacağının bilinmemesi nedeniyle bu omurga kontrolünü sık aralıklarla yapmalıdır. Özellikle ergenlik döneminin belirtileri olan çocuklara daha fazla dikkat edilmelidir. Skolyozdan şüphe edildiğinde vakit kaybetmeden bir hekime başvurulmalıdır.
Skolyozda Tanı Aşamasında Neler Yapılır?
Hekim tarafından ayrıntılı öykü alındıktan ve muayene edildikten sonra görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Ayakta çekilen omurga grafileri ile kesin teşhis koymak mümkündür. Nadiren başka nedenleri ayırmak için omurganın ileri radyolojik incelemeleri ( MR filmleri) de istenir. Son yıllarda daha sık kullanılmaya başlayan X ışını içermeyen, eğriliği takip imkanı veren vücut topografik analiz sistemleri mevcuttur.
Skolyozda en önemli olan erken tanıdır. Bu nedenle aileler büyüme çağındaki 10-16 yaş arasındaki çocuklarının omurgalarını kontrol etmeli ve şüphe varsa hemen hekime başvurmalıdır.
Skolyozda Tedavi Basamakları Nelerdir?
Skolyoz tedavisinde belirlenmiş bazı algoritmalar vardır. Erken tespit edildiyse, düşük açıda tespit edildiyse konservatif (koruyucu) tedaviler için adaydır.Skolyozda tedaviler gözlem, fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları, korseleme ve cerrahidir.
Skolyozun tedavisi, eğriliğin derecesine ve büyümenin hangi aşamada olduğuna göre belirlenir. Günümüzde kabul gören cerrahi dışı tedavi metotları skolyoza özgü egzersizler, özel skolyoz programları ve korse uygulamasıdır. Skolyoz tedavisinde ana amaç eğriliğin ilerlemesinin önüne geçmek, çocuğun omurgasının hareketliliğini korumak ve kozmetik kötüleşmeyi kontrol altına almak ve cerrahiyi engellemektir.
Skolyozda egzersiz uygulamaları son derece önemlidir. Schroth egzersizleri olarak bilinen ve yaygınlaşan üç boyutlu skolyoz egzersizleri her bireyde etkilenen vücut bölümüne göre kişiye özel planlanmaktadır. Amaç, pelvisi ve etkilenen omurga çevresi kas ve ligamanları kontrol etmek ve vücut kozmetiğinin kontrolünü sağlamaktır. Bu amaçla mobilizasyon, omurga traksiyonu, fleksibilite ve doğru postür kontrolü ile günlük yaşam aktivitelerinde omurganın kontrolü temel alınır. Düzenli yapılan egzersizler, doğru ve biyomekanik kontrolü yeterli korsenin uygun süre kullanılması çocuğun postüral dengesini arttırır ve skolyozda açının progresyonu kontrol eder. Skolyoz egzersiz programlarında solunum teknikleri de yeralır. Son yıllarda daha ön plana çıkan omurga egzersizlerinin bilgisayarda oyun benzeri bir ortama entegre edilerek çalışma imkanı veren cihaz destekli programlar vadır.Valedo ile ayakta, oturur konumda, plank pozizyonunda egzersiz çalışma olanağı vardır.